aksettirme ne demek?
- Aksettirmek işi.
Güneş sanki yalnız sizin tepenize ışık ve sıcaklık aksettirmeye çalışıyor.
R. H. Karay - Echoey
aksettirmek
- Dile getirmek, duyulacak, hissedilecek biçimde ifade etmek
- Bir şeyin görüntüsünü bir ekran ya da bir yüzey üzerine düşürmek
- Sesi yankılamak.
- Işığı yansıtmak.
- Haberi, durumu, ulaştırmak, yaymak, duyurmak.
- İntikal ettirmek
- Mirror.
- To reflect.
- To echo.
- To mirror.
aksettirmek
- Dile getirmek, duyulacak, hissedilecek biçimde ifade etmek
- Bir şeyin görüntüsünü bir ekran ya da bir yüzey üzerine düşürmek
- Sesi yankılamak.
- Işığı yansıtmak.
- Haberi, durumu, ulaştırmak, yaymak, duyurmak.
- İntikal ettirmek
- Mirror.
- To reflect.
- To echo.
- To mirror.
aksettirmemek
- (neg. form of aksettirmek) reflect, mirror.