akmaz ne demek?
- Durgun su, gölet.
- Taşkın sırasında sapından koparak bütünüyle akış dışında kalan büklüm.
- Dokumacılıkta kullanış sırasında çözgü veya atkı yönünde kendiliğinden yırtılmayan ipekli kumaş.
- Metruk menderes.
- Viscous
- Stagnant
- Standing
- Abandoned meander.
- Méandre abandonné
durgun
- Canlı olmayan, sönük, hareketsiz.
- Neşesiz, keyifsiz, sessiz.
- Sakin
- Atmosferik elektrik yükü veya diğer elektrik kaynakları nedeniyle radyo dalgaları ile olan girişim.
- Hareketli (dinamik) olmanın zıttı olan sürekli hareketsiz veya dengede olma durumu.
- Büyümenin ve üremenin kontrol altına alınması veya önlenmesi, bakteriyostatik gibi.
- Canlı olmayan, hareketsiz
- Dingin, sakin.
- Calm.
- Quiet.
akmazlık
- Bir akışkanın çekim ve sürtünme kuvvetleri nedeniyle akma eğilimine karşı gösterdiği içdirenç .
- Viscosity.
akmazlık ölçümü
- Viscosimetry.