akma ve kayma kuramı ne demek?
- Tortul katmanların, eğik bir yüzey üzerinde yerçekimi ile kaydığını ve bu olayla kıvrımların oluştuğunu ileri süren kuram.
- Sliding theory.
- Gleitungstheorie
- Théorie de l'écoulement
akma
- Akmak işi.
- Reçine, çam sakızı, akındırık.
- Düşük karbonlu çeliklerde görülen ye esneklik sınırına erişildiğinde birden beliren uzama olayı.
- Flowing.
- Discharge.
- Effluence.
- Efflux.
- Effusion.
- Expulsion.
- Flux.
akma çelik
- Ingot of steel.
ve
- Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu.
- İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan bir söz
- Brother of Odin and Vili He was one of the three deities who took part in the creation of the world.
- The two-character ISO 3166 country code for VENEZUELA.
- Ventilation Exchange is the exchange of gases, primarily oxygen and carbon dioxide, during the passage of air into and out of the respiratory passages.
- Visual Emissions.
- Value engineering.
- Vented Electric; the implanted pump contains an electric motor but is vented to outside air through the driveline.
- Visual Emissions Source: US EPA.
- Vector Equilibrium.
kayma
- Kaymak (II) işi.
- Herhangi bir sebeple filmin atlaması, görüntünün perdeye veya ekrana tam olarak gelmemesi.
- Bir cismin sürtünme ya da sürtünmesiz bir yüzeyde ötelenme devinimi,
- Bir cismin sürtünme ya da sürtünmesiz bir yüzeyde ötelenme devinimi,
- Filmin herhangi bir nedenle atlamasıyla çerçevenin pencereyle çakışmasının önlendiği, bunun sonucu görüntülüğe, art arda gelen iki resmin yarı bölümlerinin yansıdığı bir gösterim bozukluğu; çerçevekayması
- Örtücünün, filmin aralı devinimiyle eşlemeli çalışmamasından dolayı pencereyi iyice kapamaması sonucu, parlak nesnelerin birbiri üstüne binmiş gibi görünmesi; resimkayması.
- Gülle atmada, atış için ön hızı kazanmak amacıyla, atma döngüsü içinde yerden yükselmeden atış yerine doğru yapılan sekme.
- Spektral bir hattın dalga boyunda; yoğunluk, kütle, hareket, absorpsiyon, saçılma, yayınımdan kaynaklanan hafif değişiklik.
- Bk. göreceli konum (değeri)
- Skid.