akılsızlık etmek ne demek?
- Düşüncesiz ve yersiz davranmak.
- To act stupidly.
akılsızlık
- Beyinsizlik, ahmaklık, budalalık
- Vacancy, fatuousness
- Akılsız olma durumu.
- Akılsızca yapılan iş veya davranış
- Aptallık, düşüncesizlik.
- Foolishness.
- Folly.
- Foolish act.
- Indiscretion.
- Unwiseness.
akılsız
- Aklı yetersiz olan, beyinsiz
- Aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt
- Fatuous.
- Foolish.
- Impolitic.
- Imprudent.
- Irrational.
- Mindless.
- Silly.
- Unreasonable.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.