akışına bırakmak ne demek?
- Let things slide.
let
- Bk. lineer enerji transferi
- Dayak, kötek.
- Atmak.
- Rented room or apartment (British); obstacle, hindrance; play which is invalid and must be repeated (in tennis and other net games).
- Bırak olsun!, bırak yapsın!
- Bırakmak, izin vermek, meydan vermek, ses çıkarmamak, kiraya vermek, vermek, ihale etmek, kiraya verilmek, dirmek, dürmek
- Sonek -cik, küçültme ifade eder: kinglet kralcık.
- (let, letting) izin vermek, müsaade etmek
- By, through, in ile geçmesine, gitmesine veya gelmesine müsaade etmek
- Kontrata bağlamak
akışık
- Beyaz, parlak ışık.
akış
- Belirlenen biçimde, kurallarına ve doğasına uygun olarak gerçekleşme
- Bir şeyin oluş tarzı, seyir
- Akma işi veya biçimi.
- Geçip gitme, sürüp gitme.
- Akın
- Yerçekimi ve eğim etkisiyle suların yeryüzü ya da yeraltındaki devinimi.
- Su gibi akış.
- Run off.
- Course.
- Flow.
bırakmak
- Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak.
- Koymak
- Bir işi başka bir zamana ertelemek.
- Unutmak.
- Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek.
- Saklamak, artırmak.
- Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek
- Engel olmamak
- Break oneself of a habit.
- Leave.