ageing time ne demek?
- Yaşlandırma süresi
yaşlandırma
- Bir kimseyi yaşlı göstermek için yapılan makyaj.
- Yaşlanmaya uğratmak ereğiyle yapılan ısıl işlem.
- Aging.
- Alterung
- Vieillissement
- Grimage
ageing temperature
- Yaşlandırma sıcaklığı
ageing apparatus
- Yaşlandırma aygıtı
time
- Kez, defa.
- Zamanlamak; (belirli bir zamana) denk getirmek, rastlatmak, (belirli bir zamana göre) ayarlamak, planlamak.
- Vakit, zaman
- Ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, temposunu belirlemek, tempo tutmak
- Saat tutmak
- Ayarlamak
- Uydurmak
- Tempo tutmak.
- Süre, müddet
- Devir, devre
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ageing temperatureageing apparatusageing furnaceageing of the populationageingageage allowanceage at entryage at last birthdayage brackettimetime after timetime allowedtime and a halftime and againtime and data stampingtime and mileagetime and motion studytime and time againtime applicationtimtimalidaetimalya kuşugillertimalyakuşugillertimar