age ne demek?
- Yaş
- Çağ
- Devir
- Yaşlanmak, ihtiyarlamak, kocamak
- Yaşlandırmak, yıpratmak
- Eskimek
- Eskitmek
- Eti dinlendirmek (mutfak)
yaş
- Doğuştan veya kuruluştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II)
- Hayatın çeşitli evrelerinden her biri, çağ
- Bir kurum, bir kuruluş, düzen vb.nin kurulduğundan bu yana geçen zaman.
- Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi.
- Nemli, ıslak, kuru karşıtı.
- Kendi suyunu, canlılığını yitirmemiş, kurumamış, kurutulmamış, taze
- Gözyaşı.
- Kötü, korkulu, zor.
- Bir varlığın doğumundan başlayarak ömrü boyunca tekrarlanan belirli zaman aralıklarının toplamı.
- Dank.
age allowance
- Yaşlılık indirimi
age at entry
- Giriş yaşı