aged ne demek?
- Yaşlı
- Ihtiyar
- Yıllanmış
- Yıllanmış (şarap)
- Yaşlandırılmış
- Kocamış
- Yaşında
I have one daughter, aged 1 : 1 yaşında bir kızım var.
yaşlı
- Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse)
- Yaşı ilerlemiş kimse
- Yaşla dolmuş (göz)
- Yaşlanmış olan.
- Aged.
- Doddered.
- Elderly.
- Overaged.
- Senior.
- Stricken in years.
aged cheese
- Eski peynir
aged layer
- Çıkma tavuk