adamak ne demek?
- Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal bir güce yönelik bir niyette bulunmak, nezretmek.
Ordu milletlerin en çok dövüşen, en sarpı / Adamış sevdiği Allah’ına bir böyle yapı.
Y. Kemal - Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek, ant niteliğinde söz vermek
Adamak kolay, ödemek güçtür.
Atasözü - Zaman ayırmak, tahsis etmek
Olumlu, verimli bir işe adayacağı zamanını, abur cubur işlere harcamak ağırlarına gider.
H. Taner - Birine bir şeyi vermeyi üstüne almak.
- Yoluna baş koymak, feda etmek
Karac’oğlan der ki bilirim seni / Adadım yoluna kurban bu canı.
Karacaoğlan - Commit.
- Offer.
- Consecrate.
- Devote.
- Give up.
- Wed with.
- Dedicate.
adamak kolay, ödemek zordur
- Söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur.
adamakıllı
- Çok, haddinden fazla, aşırı derecede
- Gerektiği gibi, mükemmel şekilde, iyice, enikonu
- Gereğinden çok, iyice, bir güzel, bir temiz
- Tam, yerli yerinde, iyi, uygun, gereği gibi.
- Thoroughly.
- Fully.
- Completely.
- Substantially.
- Carefully.
- Painstakingly.