adamakıllı ne demek?
- Gereğinden çok, iyice, bir güzel, bir temiz
Dün akşam benden yediği zılgıttan adamakıllı afallamış görünüyordu.
R. N. GüntekinYazıları nihayet sökmeyi başardığında adamakıllı şaşırdı.
İ. O. Anar - Tam, yerli yerinde, iyi, uygun, gereği gibi.
- Çok, haddinden fazla, aşırı derecede
Bilhassa son günlerde uykuları adamakıllı bozulmuştu.
A. H. TanpınarBu arada Nâlân da bir hayli şampanya içti, hatta bir aralık adamakıllı sarhoş olduğunun farkına varmıştım.
K. Nadir - Gerektiği gibi, mükemmel şekilde, iyice, enikonu
Bunu vereceği nutukla adamakıllı belirtmeliydi.
A. H. Tanpınar Thoroughly.
Fully.
Completely.
Substantially.
Carefully.
Painstakingly.
Crashing.
Greatly.
Heartily.
Really.
Roundly.
Supremely.
Vitally.
In the worst way.
adamakıllı gözden geçirmek
Put to the acid test.
adamak
- Yoluna baş koymak, feda etmek
- Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal bir güce yönelik bir niyette bulunmak, nezretmek.
- Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek, ant niteliğinde söz vermek
- Zaman ayırmak, tahsis etmek
- Birine bir şeyi vermeyi üstüne almak.
Commit.
Offer.
Consecrate.
Devote.
Give up.