aşırma ne demek?
- Yapı çatılarında uzun mertek, aşık.
- Aşırılmış.
- Küçük kazan, kova, bakraç.
- Başkalarının yazılarından bölümler, dizeler alıp kendisininmiş gibi gösterme veya başkalarının konularını benimseyip değişik biçimde anlatma, intihal.
- Özellikle para aşırma, aşırtı, ihtilas.
- Aşırmak işi.
- Kündede ya da kavak dikme oyunlarında dengeleme durumuna getirilen güreşçinin pes etmediğini görünce çevirip sırtının üstüne yere atma.
- Passing over.
- Larceny.
- Theft.
- Picking.
- Pilfering.
- Pinch.
- Plagiarism.
- Rip off.
aşırma bendi
- Aşırma. (Tarım)
- Overfall dam.
aşırma kayış
- Bir çarkı döndürmek için kasnaktan kasnağa geçirilen kuşak biçimindeki kayış çember.