aşırmak ne demek?
- Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır.
Atasözü - Çalmak, çalıp götürmek, araklamak
Borcunu ödeyemeyecek fakat bavulunu oradan nasıl aşırabilecekti?
H. R. Gürpınar - Tehlike içinde bulunan bir şeyi acele kaçırmak.
- Başkasının eserinden parçalar alıp kendisininmiş gibi göstermek.
- Filch.
- Sneak.
- Steal.
- To pass over.
- To pinch.
- To swipe.
- To pilfer.
- To filch.
- To bag.
- To nick.
- To crib.
- To run away with.
- To rip sth off.
- Plagiarize.
- To pass over / beyond.
- To overshoot.
- To steal.
- To purloin.
- Crib.
- Finger.
- Hook.
- Lift.
- Pick.
- Pick and steal.
- Pilfer.
- Pinch.
- Prig.
- Rip off.
- Scrounge.
- Snitch.
- Swipe.
- Thieve.
- Waltz off with.
- Whip.
aşırma
- Yapı çatılarında uzun mertek, aşık.
- Aşırılmış.
- Küçük kazan, kova, bakraç.
- Başkalarının yazılarından bölümler, dizeler alıp kendisininmiş gibi gösterme veya başkalarının konularını benimseyip değişik biçimde anlatma, intihal.
- Özellikle para aşırma, aşırtı, ihtilas.
- Aşırmak işi.
- Kündede ya da kavak dikme oyunlarında dengeleme durumuna getirilen güreşçinin pes etmediğini görünce çevirip sırtının üstüne yere atma.
- Passing over.
- Larceny.
- Theft.
aşırma bendi
- Aşırma. (Tarım)
- Overfall dam.