ağlama ne demek?
- Ağlamak işi.
Çocuk haykırarak ağlamaya başlamıştı.
A. Kulin - Weep.
- Weeping.
- Lachrymation.
- Lament.
- Lamentation.
- Wail.
- Whimper.
- Blubber.
- Crying.
- Complaining.
- Whining.
- Wailing.
ağlamak
- Üzülmek, üzüntü çekmek, kederlenmek
- Halinden şikayet etmek, kederini dile getirmek
- Bir ölünün ya da kaybolan bir şeyin arkasından yas tutmak, yanmak
- Merhamet etmek, acımak
- Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık aldanma vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek
- Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak.
- Sızlanmak, yakınmak
- Bir duruma üzülmek.
- Turn on the waterworks.
- Pipe one's eye.
ağlama duvarı
- Musevilikte dinsel bir yapı.
- Wailing Wall, the wall.
ağlama duvarına dönmek
- Herkesin şikâyetini, derdini dinler duruma gelmek.