açmaza getirmek ne demek?
- Düzen yapmak, oyuna getirmek, zor duruma sokmak.
- Düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak.
açmaza düşmek
- İçinden çıkılması güç durumda bulunmak.
- Çözümü zor bir durumun içine girmek
To get into a tight corner, to be caught in a cleft stick.
açmaz
- Satranç oyununda şahı koruyan taşlardan birinin yerinden oynatılamaması durumu.
- Tuluatta karşısındakine bir nükte veya tekerleme söyleme kolaylığını veren söz.
- İçinden zor çıkılır durum.
- Hile, dalavere.
Check.
Difficult position.
Dilemma.
Deceit.
Trick.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
Bring.
Bring along.