açıktan ne demek?
- Bir yerin uzağından.
- Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak.
- Emek ve para harcamadan.
- Ayrıca, ek olarak (mecaz)
Üstelik açıktan yol harçlığı falan da veriyor bana.
M. İzgü - From a distance.
- Extra.
- In addition.
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
açıktan açığa
- Ulu orta
- Belirgin olarak, göz göre göre
- Overt.
- Quite openly.
- Boldly.
- Freely.
- Without any hesitation.
- Down- the-line.
- In plain english.
- Without stint.
açıktan alış
- İleride borsa ederlerinin yükseleceği umudu ile yapılan alım.
- Short covering.
- Achat ouvert