açıklayarak özrünü bildirmek ne demek?
- Explain away.
explain
- Anlatmak, hesap vermek
- Açıklama yapmak
- Tasrih etmek, aydınlatmak
- Tenvir etmek, tarif etmek
- Açıklamak, izah etmek
- Beyan etmek, belirtmek
- Açıklamada bulunmak, izahat vermek
açıklayarak
- Expounding
açıklayacı özne
- Bir cümlede özneden sonra gelerek onu daha belirgin duruma getirmek, vasıflandırmak veya pekiştirmek için kullanılan ve yine özne durumunda olan kelime veya kelime grubu: Bu genç kız için İsmail Tayfur, o kumral saçlı, uzun boylu, yeşil gözlü genç adam, herkesin her şeyden başka bir şey olmuştu (H.Z. Uşaklıgil, Ferdî ve Şürekâsı, s.37). Azize, o kelebek ruhlu çocuk, sefir karısı olmak ve hayatını Avrupanın kibar dünyasında geçirmek hülyasını kuran süslü kız, şimdi Hasan Beyi, yani parasız ve mevkii, rütbesi yüksek olmayan genç yeğenini seviyordu (H.E. Adıvar, Kalp Ağrısı, s. 34). Bir sarıklı hoca, Sait Molla, İngiliz karargâhı kapılarında curnal verme nöbeti bekliyordu (F.R. Atay, Atatürkçülük Nedir, s. 16). Kasabanın gazete bayiliğini de yapan fotoğrafçı, Yavuz Atanın oğlu Serdarın arkadaşı Hilmi, bir önceki günün tarihini taşıyan Cumhuriyeti getirmişti (Tarık Bugra, Yağmuru Beklerken, s. 37) vb.
- Appositive.
- Appositif
bildirmek
- Herhangi bir şeyi haber vermek
- Herhangi bir konuda bilgi vermek
- Anlatmak, ifade etmek
- Ihbâr etmek, teblîğ etmek.
- Herald.
- Impart.
- Indicate.
- Intimate.
- Issue.
- Lodge.