açıkgöz ne demek?
- Uyanık davranarak çıkar sağlayan, imkânlardan kurnazca yararlanmasını bilen, cingöz, uyanık, kurnaz
O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış, savuşmuş.
M. Ş. EsendalBu insanların alabildiğine açıkgöz ve çakır pençe olduklarını bir kere daha anlardık.
A. H. Tanpınar Alert.
Sharp.
Smart.
Wide awake.
Cunning.
Open-eyed.
Astute.
Canny.
Heady.
Knowing.
Leery.
Nimble.
Shrewd.
Spry.
Up and coming.
Up-and-coming.
Vigilant.
Wide-awake.
Hardheaded.
Wary.
Clever.
Argus eyed.
To be up to snuff.
açıkgöz dikkatli
Openeyed
açıkgözlük
- Açıkgöz olma durumu
- Kurnazlık, uyanıklık
- Açıkgözlülük
Shrewdness, alertness
Sharpness, astuteness
Incisiveness