şişirmek ne demek?
- Şişkin bir duruma getirmek
Nefesinin olanca gücü ve hızıyla şişirdiği tulumu dudaklarına yanaştırdı.
O. C. Kaygılı - Abartmak.
- Bir sözü veya yazıyı gereksiz yere uzatmak.
- Baştan savma iş görmek
Şimdi çabuk tarafından bir senaryo şişirmeli.
A. İlhan - Run up.
- Bloat up.
- Puff up.
- Puff.
- Pump up.
- Pump.
- Blow up.
- Inflate.
- Swell up.
- Swell out.
- Balloon.
- Bloat.
- Bulk.
- Distend.
- Embroider.
- Exaggerate.
- Expand.
- Fill.
- Heave.
- Heighten.
- Overcharge.
- Pad out.
- Pile it on.
- Put it on.
- Put it on thick.
- Tumefy.
- Adorn.
- Glamorize.
- Overdo.
- Overstate.
- Romance.
- Swell.
- To blow sth up.
- To inflate.
- To distend.
- To exaggerate.
- To overstate.
- To romance.
- To do hastily/carelessly/slackly.
- To blow up.
- To cause sth to swell up.
- To billow.
- To fill sth with air.
- To blow sth out of proportion.
- To do sth hastily and carelessly.
- To pad with unneccessary or irrelevant mat.
şişirme
- Şişirmek işi.
- Baştan savma, kötü (iş)
- Tanelerin nişasta kısmının jelatinleştirilmesi için nem, basınç ve ısıya maruz bırakma işlemi. Yemlere ekstrüzyon işlemi uygulandığında, basıncın birdenbire düşmesi nedeniyle hacmin artması gibi.
- Dövme işleminin yandan vurularak yapılanı.
- Upsetting.
- Exaggeration.
- Blowing up.
- Inflating.
- Causing sth to swell up.
- Shoddy or sloppy piece of work.
şişirme basinci kontrolü
- Inflation pressure gauge