şaibe altında kalmak ne demek?
- Kusurlu, ayıplı, lekeli sayılmak
Yakın zamanlarda bizim parlamentomuz da bu gibi şaibeler altında tutuldu.
H. Taner
şaibe
- Art düşünce.
- Hile.
- Eksiklik, kusur, ayıp
- Kir, leke.
- Bk. leke
- Grave moral flaw.
- Blot.
- Stain on one's character.
şaibe i şems
- Bk. güneş lekesi
altında
- Sahnenin seyirciye yakın kesimi. bk. sahne aşağısı.
- Yüksek bir yerden geniş bir alanı görür durumda.
- Under.
- Down.
- Beneath.
- Underneath.
- Down below.
- Below smb.
- Neath.
- Hypo.
kalmak
- Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek
- Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak
- Konaklamak, konmak
- Oturmak, yaşamak, eğleşmek
- Hayatını sürdürmek, yaşamak.
- Varlığını korumak, sürdürmek
- Oyalanmak, vakit geçirmek
- Sınıf geçmemek.
- 1) yapılması düşünülmüş olduğu hâlde yapılmamak; 2) kararı bağlandığı hâlde uygulanmamak.
- Stay.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
şaibeşaibe i şemsşaibelişaibesizşaikşaşa şa şaşabalakşabanşabanlaşmaaltındaaltında ezilmekaltında imza bulunanaltında kalmakaltında kalmamakaltında olmakaltında toplanmakaltında yatanaltında yatan nedenaltında yatmakaltınaltın adamaltın adı pul oldu, kız adı dul oldualtın adını bakır etmekaltın ağacı