şaşırmak ne demek?
- Ne yapmak gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek. Bir işe nasıl başlayıp o işi nasıl sürdüreceğini ve nasıl sonuçlandıracağını bilemeyecek duruma gelmek, içinden çıkamamak.
Genç kızlar erkeklerin iltifatlarına nasıl karşılık vereceklerini şaşırmışlardı.
Mahmut Yesari - Doğru, gerçek ve gerekli olanı ayırt edemeyecek duruma gelmek
Hastasını muayene ederken başında bulundular mı, hele söz söylediler mi eli ayağı dolaşır, ya kalbi bulamaz ya nabzı şaşırır.
A. İlhan - Ne yapmak gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek, hayret etmek
... o kadar bağırırdı ki nihayet herif sersem olur, şaşırır, istediğini verirdi.
M. Ş. Esendal - Be surprised.
- Be amazed.
- Be at a loss.
- Be mixed up.
- Be confused.
- Be puzzled.
- Puzzle.
- Be baffled.
- Blink at.
- Be scandalize at.
- Mistake.
- Reel.
- To be surprised.
- To be confused.
- To be astonished.
- To be taken aback.
- To make a mistake.
- To be bewildered / confused.
- To be astonished / surprised.
- To wonder.
- To get muddled.
- To lose track.
- To be baffle.
- Confound.
- To become entangled.
- Flabbergast.
- Jolt.
- Lose.
- Strike dumb.
şaşırma
- Şaşırmak işi.
- Confusion.
- Astonishment.
- Surprise.
- Wonder.
- Amazement.
- Mystification.
şaşırmamak
- (neg. form of şaşırmak) not batting an eyelid.