ışıl ışıl yanmak ne demek?
- Parlamak: Gözleri ışıl ışıl yanan bir kara kedi gibi pusudaydı. -K. Korcan.
ışıl ışıl gözler
- Ardent eyes.
ışıl ışıl
- Titrek ve parlak bir ışık saçarak.
- Parıltılı, ışıltılı.
- Titrek ve parlak ışık saçarak.
- Alight.
- Resplendent.
ışıl
- Işıklı.
- Işıldayan, parlayan.
- Ateş.
yanmak
- Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak
- Ateş durumuna geçmek, tutuşmak.
- Isı, ışık veren bir konuma geçmek
- Bütünü veya bir bölümü ateş veya sıcaklığın etkisi ile bozulmak, kömür durumuna geçmek.
- Isı etkisiyle vücudun bir yanı yara olmak, kızarmak veya rengi koyulaşmak.
- Vücut veya nesnelerin ısısı artmak
- Parlamak, parıldamak
- Birtakım etmenlerin etkisiyle işe yaramaz duruma gelmek.
- Tan.
- Broil.