ülfer ne demek?
Kökeni: Arapça
- Irmak
ırmak
- Çoğunlukla denize dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir
- Boyu, beslenme teknesinin alanı, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımlarından en büyük anaakarsu.
- Çoğunlukla denize dökülen, genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir.
- Büyük akarsu, doğrudan doğruya denize dökülen nehir.
- Çoğunlukla denize dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir.
Potamic.
River.
Brook.
Beck.
The horn.
ülfet
- Birisiyle münasebette bulunmak.
- Ünsiyet.
- Alışma, kaynaşma.
- Tanışma, görüşme
- Dostluk, ahbaplık
- Huy etme
Familiarity, acquaintance, experience.
Dealings, relations, intercourse.
Friendship. ââ etmek /la/.
To become familiar with, gain an experience of.
ülfet etmek
- Tanışmak, görüşüp konuşmak, sohbet etmek