özel ibadet yeri ne demek?
- Chapel
chapel
- Özel ibadet yeri
- Kilisenin özel törenlere ayrılmış bölümü
- Küçük kilise, mabet
- Bir okul, saray vb,nin ibadete ayrılmış odası
- Böyle bir kilisede yapılan ayin
- Kilise koro veya orkestrası
- Eski matbaa, basımevi
- Bir basımevine bağlı olarak çalışan bütün matbaacılar.
- Küçük kilise; mabet, tapınak, ibadet odası; basımevi çalışanları sendikası
özel
- Benzerlerinden ayrılmasını sağlayan bir özelliği olan, spesiyal
- Ayırt edici bir niteliği olan
- Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan
- Bir kişiyi ilgilendiren veya kişiye ait olan, hususi, zatî
- Devlete değil, kişiye ait olan, hususi, resmî karşıtı.
- Dikkatle değer, istisnai.
- Her zaman görülenden, olağandan farklı.
- Genelden ayrı olan; bir nesneler öbeğine ya da tek bir nesneye özgü olan. 2-(Mantıkta) Cinse karşıt olarak türle ilgili olan.
- Special.
- Custom.
özel ad
- Tek varlığı bildiren ad: Ali, Ayşe, Ankara, Sakarya, Kızılırmak gibi.
- (Derleme.. özel isim) Tek varlığı bildiren ad: Ali, Ayşe, Ankara, İstanbul, Sakarya, Kızılırmak Sapanca, Pamuk (kedi adı) vb.
- Proper noun.
- Nom propre
ibadet
- Tanrıya yönelen saygı davranışı, tapınma.
- Allah'a kulluk etmek.
- Tanrı buyruklarını yerine getirme.
- Ayin, kült.
- Bk. tapınma
- Allah'ın (C.C.) emirlerini yerine getirmek ve nehiylerinden kaçmak. Yapılmasında sevab olup, ihlasla yapılan herhangi bir amel. Şeriatta bildirildiği gibi Allah'a kulluk etmek. Kainatın ve dolayısıyla insanların hilkatindeki hikmet ve gaye. (Bak: Tarik-üs-salat)(... İbadet'in ruhu ihlastır. İhlas ise yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir faide ibadete illet gösterilse o ibadet batıldır. Faydalar, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet olamazlar. İ.İ.)(İbadetin manası şudur ki: Dergah-ı İlahide abd, kendi kusurunu ve acz ve fakrını görüp kemal-i rububiyyetin ve kudret-i Samedaniyyenin ve rahmet-i İlahiyyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir. Yani, rububiyetin saltanatı, nasılki ubudiyeti ve itaati ister; rububiyetin kudsiyeti, paklığı dahi ister ki: Abd, kendi kusurunu görüp istiğfar ile ve Rabbini bütün nekaisten pak ve müberra ve ehl-i dalaletin efkar-ı batılasından münezzeh ve mualla ve kainatın bütün kusuratından mukaddes ve muarra olduğunu, tesbih ile Sübhanallah ile ilan etsin.Hem de rububiyetin kemal-i kudreti dahi ister ki: Abd, kendi za'fını ve mahlukatın aczini görmekle kudret-i Samedaniyyenin azamet-i asarına karşı istihsan ve hayret içinde Allahu Ekber deyip huzu ile rükua gidip O'na iltica ve tevekkül etsin.Hem rububiyetin nihayetsiz hazine-i rahmeti de ister ki: Abd, kendi ihtiyacını ve bütün mahlukatın fakr ve ihtiyacatını sual ve dua lisaniyle izhar ve Rabbinin ihsan ve in'amatını, şükür ve sena ile ve Elhamdülillah ile ilan etsin. Demek, namazın ef'al ve akvali, bu manaları tazammun ediyor ve bunlar için taraf-ı İlahiden vaz'edilmişler. S.)
- Prayer.
- Prayers.
- Divine service.
- Worship.
yeri
- Suff. orium.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
özelözel adözel afözel ağızözel alaşımözel amaçla yapmaközel amaçlı eğitilmişözel amaçlı ilaçözel amaçli bilgisayarözel anahtar parolasıözeöze dönüşlüöze yabancılaşmaöze yöneliköze yönenmeibadetibadet edenibadet eden kimseibadet edilenibadet etmeibadet etmekibadet etmeyenibadet için kullanılanibadet müzigiibadet odasıibadeibadibadanibadatibaibabe