övünç duymak ne demek?
- Iftihar etmek, kıvanmak: Sevgili eşini kaçırarak almış olmaktan büyük övünç duyardı. -H. Taner.
Pride oneself, boast.
övünç çizelgesi
- Bir okulda davranışları ve derslerindeki başarıları ile dikkat çeken seçkin öğrencilerin adlarının yazıldığı çizelge, iftihar listesi.
- Bir okulda ulusçu ve insanca davranışları, derslerindeki başarıları ile dikkat çeken seçkin öğrencilerin adlarının yazıldığı çizelge.
Honor roll.
övünç kaynağı
Pride, boast, ornament.
duymak
- Bilgi almak, öğrenmek, haber almak.
- İşitmek, ses almak
- Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek
- Nesnelere dokunmakla onların sıcaklık, soğukluk, sertlik, ağırlık, hareket vb. fizik durumlarından bilgi edinmek, hissetmek.
- Bir ruh durumu içine girmek
- Sezmek, fark etmek, hissetmek
Hear.
Come to know.
Feel.
Catch.