övünç ne demek?
- Övünme, kıvanç, iftihar.
Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi.
Y. Kemal - Övünülecek kişi.
- Mefharet.
- Övünmeye sebep olan kimse.
- Feeling of pride.
övünç çizelgesi
- Bir okulda davranışları ve derslerindeki başarıları ile dikkat çeken seçkin öğrencilerin adlarının yazıldığı çizelge, iftihar listesi.
- Bir okulda ulusçu ve insanca davranışları, derslerindeki başarıları ile dikkat çeken seçkin öğrencilerin adlarının yazıldığı çizelge.
- Honor roll.
övünç duymak
- Iftihar etmek, kıvanmak: Sevgili eşini kaçırarak almış olmaktan büyük övünç duyardı. -H. Taner.
- Pride oneself, boast.