önyargıda bulunmak ne demek?
Prejudge, forejudge, preconceive.
önyargı
- Bir şeyi yeterince bilmeden varılmış kanı; önceden verilmiş yargı.
Prejudgement.
Bias.
Forejudge.
Jaundice.
Preconceived opinion.
Preconception.
Prepossession.
Bias peşin hüküm.
Junior judgment judgement.
önyargıç
- Cezaları az olması bakımından pek önemli sayılmayan davaları inceleyerek, sonuca bağlamakla görevli ve yargıçlar yasasına bağlı tek yargıç.
Judge of the peace, police court magistrate.
Juge de paix
bulunmak
- Bulma işine konu olmak.
- Herhangi bir durumda olmak
- Bir yerde olmak
Exist.
Stand.
Be present.
Be situated.
Have.
Present oneself.
Reside.