çilingir sofrası ne demek?
- Üzerine meze ve içki konmuş tepsi, küçük içki sofrası
Haydi Abbas vakit tamam / Akşam diyordun, işte oldu akşam / Kur bakalım çilingir soframızı / Dinsin artık bu kalp ağrısı.
C. S. Tarancı Drinking bout, binge.
çilingir
- Anahtarcı.
Lock maker.
Key filer.
Keysmith.
Locksmith.
çilingirlik
- Çilingirin yaptığı iş.
Locksmithery.
sofra
- Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu
- Yemek (yedirme ve yeme).
- Birlikte yemek yiyenlerin tümü.
- Genellikle tekerlek biçiminde, üzerinde yemek de yenebilen ayaklı hamur tahtası
- Halı göbeğinde daire biçimindeki çiçekli bölüm.
- Anüs.
- Hlk. Anüs.
Table.
Dinner table.
Board.