sofra ne demek?
- Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu
Yemek vakti gelmiş, misafirler sofraya oturmuşlardı.
R. N. Güntekin - Yemek (yedirme ve yeme).
- Birlikte yemek yiyenlerin tümü.
- Genellikle tekerlek biçiminde, üzerinde yemek de yenebilen ayaklı hamur tahtası
Bir gün sofra masasının altına saklanmıştım da beni bir türlü bulamamıştın.
Y. K. Karaosmanoğlu - Halı göbeğinde daire biçimindeki çiçekli bölüm.
- Anüs.
- Hlk. Anüs.
Table.
Dinner table.
Board.
Dining table.
Meal.
Table with a meal on it.
Dining / dinner table.
Mess.
Dining room table.
sofra arkadaşı
Messmate.
sofra arkadaşları
Mess.