çerçeve ne demek?
- Resim, yazı, ayna vb.ni süslemek veya bir yere asılabilecek duruma getirmek için bunlara geçirilen kenarlık
Duvarda bir çerçeve asılıdır ki çarpıktır, düzeltemezsiniz.
R. H. Karay - Kapı, pencere ile bunların cam veya tablalarının yerleştirilmiş olduğu kenarlık
Pencerenin geniş çerçevesi yıldız salkımlarıyla dolu.
Y. Z. Ortaç - Bir konunun, bir düşünce alanının sınırları veya bu sınırlar içindeki alan
- Beden eğitiminde asılma ve tırmanmalar için kullanılan araç.
- Cimnastikte, asılma ve tırmanmalar için kullanılan 50 cm lik, 16 dörtgen gözlü ağaçtan araç.
- Gitarı birleştirmek veya süslemek amacıyla klavye, sap veya gövdeyi çevreleyen plastik veya sedeften şerit.
- Silahın tüm parçalarını üzerinde taşıyan kısım.
- Bk. resim
- Alıcının penceresinden dolayı, bir filmin üzerinde her bir resmin yüzeyini sınırlayan, dikdörtgen oluşturan doğrular.
Binding.
Frame.
Casing.
Mount.
Skeleton.
Setting.
Window frame.
Sash.
Limits.
Outline.
Cadre.
Chassis.
Framing.
Mounting frame.
Framework.
Bilderrahmen, Rahmen, Rahmengestell, Feld, Kader, Bildfeld
Caore
resim
- Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri
- Bunu yapmak için gerekli yöntemleri öğreten sanat
- Fotoğraf
- Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç
- Tören.
- Bir canlıresim için çizilenresimlerin her biri. TV
- Almaç görüntülüğünde, görüntülüğün üst satırdan alt satıra değin taranması sonunda oluşan görüntü
- İzleyicinin almaç görüntülüğünde gördüğü, izlediği görüntünün en ufak birimi.
- Film üzerinde çerçeve içinde yer alan fotoğraflardan her biri
- Bk. görüntü
çerçeve anlaşma
- Hükûmet ile sendika ve işverenler arasında toplu sözleşme öncesinde varılan ön anlaşma.
çerçeve anten
Loop aerial, loop antenna.