çalışamayacak durumda ne demek?
Unable to work.
unable
- Elinden gelmez, yapamıyacak durumda, gücü yetmez, aciz
- Yapamaz, -mez, iktidarsız, aciz
- Beceriksiz.
çalışamaz
Incapable of working.
çalışamaz duruma getirmek
Deactivate
durum
- Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
- Duruş biçimi, konum.
- Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
- İsim soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.
- Bkz. hal.
- Bir ayaktopu kümesinde takımların aldıkları sonuçlara göre kazandıkları değerler. Uluslararası kurallara göre kazanan takım iki, yenişemeyen takımlar birer değer alırlar. Yenik takımlar ise değer alamazlar.
State.
Wheat with hard dark-colored kernels high in gluten and used for bread and pasta; grown especially in southern Russia, North Africa, and northern central North America.
Condition.
Situation.