çabucak sokuvermek ne demek?
- Pop
pop
- Halkın arasında yaşayan motiflere, ögelere yer veren, onlardan yararlanan (kültür), popüler.
- Bas gitarda, telleri tınlatan elin genellikle işaret veya orta parmağı ile bir telin asılınması ve genellikle hemen ardından susturulması yöntemi.
- Hit a pop-fly; 'He popped out to shortstop'.
- Make a sharp explosive noise; 'The cork of the champagne bottle popped'.
- Fire a weapon with a loud explosive noise; 'The soldiers were popping'.
- Cause to make a sharp explosive sound; 'He popped the champagne bottle'.
- Appear suddenly or unexpectedly; 'The farm popped into view as we turned the corner'; 'He suddenly popped up out of nowhere'.
- Put or thrust suddenly and forcefully; 'pop the pizza into the microwave oven'; 'He popped the petit-four into his mouth'.
- Release suddenly; 'pop the clutch'.
- Hit or strike; 'He popped me on the head'.
çabucak
- Vakit geçirmeden, kısa bir sürede, acilen, alelacele, anında, bir anda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik, hızla, hızlı, hızlı hızlı, ivedilikle, lahzada, müstacelen, palas pandıras, serian, süratle, şipşak, tez beri, tezce, tezelden, yellim yalellim
- Kısa sürede
- Kolaylıkla.
- Slippy.
- Quickly.
- Apace.
- At no time.
- In no time.
- In a snap.
- With a rush.
çabucak dikmek
- Run up.
sokuvermek
- Stick in, tuck in, slip into, pop in, pop.