zevklenmek ne demek?
- Zevk duymak, hoşlanmak.
- Bir kimse ile alay etmek, eğlenmek
İşte bunlardan biri sırf laf olsun diye, sırf onu kızdırmak, onunla zevklenmek için fasarya deyip geçivermiştir oğlana.
H. Taner - Wallow.
- To amuse oneself.
- To take pleasure in.
- To find pleasure in.
- To become pleased.
- To become delighted.
zevk
- Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz
- Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni.
- Tat, lezzet
- Eğlence
- Bang.
- Delectation.
- Delight.
- Enjoyment.
- Fancy.
- Good taste.
zevklenme
- Zevklenmek durumu.
zevkle
- With relish.