zenginliği ile böbürlenen ne demek?
Purse proud.
purse
- Kese
- Cüzdan, el çantası
- Para kesesi, para çantası
- Hazine
- Yardım için toplanılmış para
- Torba
- Büzmek (dudak)
- Keseye koymak.
zenginlik
- Zengin ve varlıklı olma durumu
Abundance.
Affluence.
Circumstance.
Fortune.
Opulence.
Prosperity.
Riches.
Richness.
Substance.
zenginleme
- Zenginlemek durumu.
ile
- Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, sebep veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz
- Bazı soyut isimlere getirildiğinde durum bildiren zarflar oluşturan bir söz.
- Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz.
By means of.
Hereby.
Upon.
With.
Together with.
Withal.
Plus.
böbürlenen
Bloated, boastful, braggart.