zayıflatmak ne demek?

  1. Zayıf olmasına yol açmak

    Zayıflamaktan değil, onu zayıflatmaktan çekinmiyordum.

    F. R. Atay
  2. (en)Debilitate.
  3. (en)Impair.
  4. (en)Prejudice.
  5. (en)Waste.
  6. (en)Weaken.
  7. (en)To pull sb down.
  8. (en)To prejudice.
  9. (en)To weaken.
  10. (en)To debilitate.
  11. (en)To impair.
  12. (en)To cause sb to get thin.
  13. (en)To get sb to slim down.
  14. (en)To cause sb to lose weight.
  15. (en)To make unlikely to cause sth to get poor.
  16. (en)Attenuate.
  17. (en)Deaden.
  18. (en)Depress.
  19. (en)Emasculate.
  20. (en)Enervate.
  21. (en)Extenuate.
  22. (en)Lower.
  23. (en)Macerate.
  24. (en)Make dent.

zayıflatma

  1. Zayıflatmak işi.
  2. (en)Debilitation.
  3. (en)Attenuation.

zayıflatma düzeyi

  1. (en)Fade level

Türetilmiş Kelimeler (bis)

zayıflatmazayıflatma düzeyizayıflatma görevizayıflatma zamanızayıflatmamakzayıflatzayıflatıcızayıflatılmışzayıflatılmış suşzayıflazayıflamazayıflama dengelemesizayıflama diyetizayıflama eşdeğeri
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın