zahir ne demek?
Kökeni: Arapça
- Açık, belli.
- Dış yüz, görünüş.
- Kuşkusuz, elbette, şüphesiz
Zahir, o anda başıma kan çıkmış, yüzüm kızarmış olacak ki...
S. M. Alus - Görünüşe göre, anlaşıldığına göre.
- Yardım eden, destekleyen, arka çıkan.
- Allah'ın isimlerindendir.
- Parlak
- Dış görünüş, dış yüz.
- Coşmuş, taşkın.
- Evident.
- Outer appearance.
- Apparently.
- It seems that.
- Certainly.
- Of course.
- Clear.
zahir minel kavl
- Gerçek olmayan, yok olmaya mahkum, boş, yalan söz, kuru laf.
zahirde
- Görünüşte
- Zarf (za:hirde)