yontulmak ne demek?
- Yontma işi yapılmak veya yontma işine konu olmak
Önünde duran çok sivri yontulmuş kurşun kalemi aldı.
H. Taner - İnsan kabalıktan, görgüsüzlükten kurtularak toplum törelerine göre davranır duruma gelmek
Efendim, yontulmamış adamlar, hani dört yaşındaki çocuktan berbat...
R. N. Güntekin - To be chipped; to be sharpened; to be dressed; to become refined.
yontulma
- Yontulmak işi.
- Yer biçimleriyle oldukça engebeli bir bölgenin, uzun bir aşınma sonunda, az dalgalı, düzleşmiş bir yerey durumuna dönüşmesi, bkz. yontukdüz.
- Planation.
- Aplanissement
yontulmamış
- Barbarous, bearish, brutal, clodhopping, clownish, coarse, coarse grained, craggy, hobnailed, rough hewn, rugged, rustic, shaggy, uncut.