yokluk ne demek?
- Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fıkdan, gaybubet, varlık karşıtı
Bin bu derde, yokluğa ve tehlikeye rağmen, gönül avlayan bir Bursa baharı idi.
T. Buğra - Fakirlik, yoksulluk
Doksan yaşına kadar yaşamış, yokluk yüzü görmemiş...
M. Ş. Esendal - Hiçlik.
- Adem, fıkdan (bk. bulunmama, bulunmazlık).
- Absence.
- Dearth.
- Exiguity.
- Failure.
- Famine.
- Hardship.
- Lack.
- Neediness.
- Non-appearance.
- Non-existence.
- Nonappearance.
- Nonexistence.
- Nudity.
- Penury.
- Poverty.
- Privation.
- Shortage.
- Strait.
- Tightness.
- Want.
- Straits.
- Nothingness.
- Destitution.
- Misery.
- Abject / deepest misery.
- Negation.
- Nihilism.
- Nonattendance.
- Nonentity.
- Shortfall.
- Shortness.
yokluk alfası
- Yunancada yoksunluk veya iligiksizlik anlatmak üzere önek olarak kullanılan açınığı.
- Alpha privatif
yokluk çeken
- Poverty stricken, poverty struck.