yetiştirme ne demek?
- Yetiştirmek işi.
- Birinin koruyuculuğunda yetişen kimse.
- Özellikle tırıs ve dörtnal koşma sırasında ve konkur atlarında daha çok görülen, atın yürürken arka ayak nalının ön kısmıyla ön bacağa vurmasıyla meydana gelen, atlarda görülen bir yürüyüş kusuru.
- Breeding.
- Cultivation.
- Culture.
- Edification.
- Growing.
- Nurture.
- Upbringing.
- Bringing up.
- Coaching.
- Rearing.
yetiştirmek
- Yetmesini sağlamak
- Söylenmemesi gereken bir şeyi hemen söylemek
- Birini, bir şeyi gitmekte veya gitmek üzere olan bir kimse veya şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak.
- Vaktinde hazır olmasını sağlamak, tamamlamak, bitirmek.
- Birini gerekli bir iş için tam zamanında bir yere götürmek.
- Üretmek, büyütmek, geliştirmek
- İletmek, duyurmak
- Sağlayıp vermek
- Groom.
- Grow.
yetiştirme alanı
- Rearing habitat
yetiştirme bölgesi
- Türlerin yetiştirildiği bölge veya coğrafi bölgeler.
- Breeding range.