yerli ne demek?
- Taşınamayan, başka yere götürülemeyen.
- Belli bir bölgede yetişen.
- Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan
Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu.
B. R. Eyuboğlu - Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan kimse
Ben buranın yerlisiyim, siz yabancı ve belki de geçicisiniz.
R. H. Karay - İlkel diye nitelenen halkların ve toplulukların üyeleri.
Inhabitant.
Resident.
Fixed.
Built-in.
Homebred.
Aborigin.
Aboriginal.
Autochthonous.
Domestic.
Domicilled.
Homemade.
Indigenous.
Local.
Native.
Native-born.
American indian.
Autochthon.
Habitant.
Indigène
yerli asker
Peon
yerli baltası
- Kuzey Amerika yerlilerinin kültürlerinde önemli bir yer tutan; silâh, araç, ağızlık ve savaş simgesi olarak kullanılan balta.
Tomahawk.
Tomahawk