yekçeşm ne demek?
- Tek gözlü.
- Güneş.
tek
- Eşi olmayan, biricik, yegâne
- Birbirini tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri
- Bir kadeh içki.
- Önüne getirildiği cümleye istek ve özlem kavramı katar.
- Yalnızca.
- Hiç, hiçbir
- İki ile bölünemeyen (sayı).
- Sessiz, hareketsiz, uslu.
- Biricik, eşi olmayan.
- Koşma, seğirtme.
yek
- Bir, tek.
- [Arviat Airport] ace.
yek şah
- XVIII. yüzyıl ciltçiliğinde, yaldız sürülmüş deri zemine demiri kakmak yoluyle yapılan cilt.