yayılma ne demek?
- Yayılmak işi, intişar.
Her şairin içinde bir okunma, bir yayılma, bir beğenilme hırsı vardır.
O. V. Kanık - Işığın, bir kaynaktan çıkarak doğru çizgiler durumunda türlü yönlere dağılması.
- Yeniliklerin piyasada ve piyasa dışı kanallardayayılma biçimi.
- Elektromıknatıs ya da radyoelektrik dalgaların çeşitli yönlerde yol alma yeteneği.
- Bir çözeltide yüksek konsantrasyonlu bir bölgeden daha seyreltik bölgeye iyon veya molekül gibi çeşitli türler tarafından (konveksiyon ve göç ile birlikte) yükün taşınması.
- Kültür öğelerinin ya da kültür karmaşalarının coğrafya bakımından yer değiştirerek bir toplumdan başka bir toplumayayılması süreci.
Contagion.
Creep.
Creepage.
Deploy.
Deployment.
Diffusion.
Dispersal.
Distribution.
Enlargement.
Expanse.
Expansiveness.
Metastasis.
Pervasion.
Propagation.
Sprawl.
Spread.
Suffusion.
Circulation.
Expansion.
Diffusion ; deployment ; radiation ; spread ; widening ; expansion ; propag.
Dispersion.
Dissemination.
Evolution.
Extension.
Diffusion
Ausbreitung
Diffusion
Propagation
yayılmak
- Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak.
- Hastalık, pek çok kimseye geçmek veya bulaşmak.
- Genelleşmek
- Genişlemek, büyümek
- Serilmek, döşenmek.
- 4. Koyun, inek vb. otlamak.
- Rahat bir biçimde, sere serpe oturmak.
- Ayrıntıya girmek, açılmak
Span.
Be out at grass.
yayılma alanı
Range
yayılma basamağı
Propagation.