yavaşlık ne demek?
- Yavaş olma durumu.
Logginess.
Slowness.
Gentleness.
Mildness.
Quietness.
yavaş
- Dikkat et, acele etme!
- Hızlı olmayan, çabuk karşıtı.
- Yumuşak huylu, yumuşak başlı.
- Alçak, hafif.
- Alçak, hafif bir biçimde
- Hızlı olmayarak.
- Ağırbaşlı; yumuşak huylu, sakin.
- Şefkatli, sevecen.
Slow.
Gingerly.
yavaşla
[yavaşlamak] decelerate, ease off, slack up, slacken, slow, slow down.
yavaşlama
- Yavaşlamak işi.
- Tepkileşimlikte ılıncıkların çekirdeklerle çarpışmaları sonucu hızlarını yitirmeleri.
- Tepkileşimlikte ılıncıkların çekirdeklerle çarpışmaları sonucu hızlarını yitirmeleri.
Moderation.
Deceleration.
Retardation.
Slowdown.
Slowing down.
Go slow.
Bremsung