yataklık ne demek?
- Yatak yapmaya uygun.
- Üzerine yatak serilen tahta veya maden kerevet, karyola
Yataklığın etrafında bir şeyin dolaştığına, süründüğüne dikkat ettim.
H. Z. Uşaklıgil - Suçluları barındırma, gizlice yardım etme.
- İşlenmiş bir suça katılmadan, sanığa bilerek barınacak yer gösterme, suçun işlenmesi sonucunda elde olunan nesneleri bile bile alma ve saklama, satın alma ve almaya, satmaya ve saklamaya aracılık etme.
- Bedstead.
- Harbouring.
- Harboring.
- Confinement to the bed.
- Receiving.
- Receiving and concealing.
- Recel, recelé, recèlement
yatak
- Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek
- Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte.
- Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb.
- Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra.
- Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını.
- Bir şeyin çok bulunduğu yer.
- Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar.
- Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi.
- Bkz. katman, tabaka
- Filmin alıcı ve göstericide pencere önünden düzgün geçmesini sağlamak için yapılmış, film enine uygun dar geçit.
yataklık çıkması
- Döl yatağı çıkması.
yataklık eden
- Receiver.