yaslanmak ne demek?
- Dayanmak
Kendi dükkânının kirli kepengine yaslandı.
Ö. Seyfettin - Güvenmek.
- Yasa bürünmek, yas içinde olmak.
- Lean.
- Recline.
- Repose.
- Repose on.
- Rest.
- Rest against.
- Sit back.
- Burrow.
- To lean against.
- To rely on.
- To support oneself.
- To prop oneself against sth.
- To lean on or against another.
- To rest.
- To tilt.
- To heel.
- To recline.
- Snuggle.
dayanmak
- Bir yere yaslanmak, kendini dayamak
- Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak.
- Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemek.
- Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek, istinat etmek
- Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmek
- Bir şeyin üzerinde kurulmuş olmak.
- Güç bir duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmek
- Varmak, ulaşmak
- Stand the racket.
- Last.
yaslanma
- Yaslanmak işi.
- Osculation.
yaslanmamak
- (neg. form of yaslanmak) lean, recline, repose, repose on, rest, rest against, sit back.