yasaklama getirmek ne demek?
Fulminate.
yasaklama
- Yasaklamak işi.
Embargo.
Interdict.
Interdiction.
Prohibition.
Proscription.
Crackdown.
Prohibiting.
Banning.
Forbidding.
yasaklama emri
Restraining order.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
Bring.
Bring along.