yargısal ne demek?
- Yargı ile ilgili.
- Kazâî. ~erginlik: kazâî rüşd.
- Judgmental.
yargı
- Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm.
- Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar, kaza
- Mahkeme.
- Yüklemle bildirilen karar veya düşünce: Geleceksin, gideceğiz, yapsın vb.
- Devletin türe düzenini korumaya ilişkin bağımsız bir yargıç kuruluşunca yaptığı görev ile türe uyuşmazlıklarının yargılıklarda çözümlenmesi eylemi.
- Yargıcın gördüğü bütün davaları, olaya ilişkin yasalara göre çözümlemek için söylediği en son söz.
- Hüküm, muhakeme.
- Adalet.
- Estimation.
- Judgment.
yargısal örneklem
- (örnek.) Örneklem öğelerinin bir kesiminin araştırıcı yargısına göre doğrudan seçildiği, rasgele olmayan örneklem.
- Judgment sample.
yargısızlık
- (Yun. epokhé, epékhein = durmak, kendinde kalmak): 1- (Genellikle) Yargı vermeme tutumu. 2- (Kuşkucularda) Kesin hiç bir şey bilinemeyeceği için genellikle bilgiden vazgeçme ilkesi. 3- (Günümüz görüngübilimde) Bakışı salt olarak öze çevirebilmek için gerçeklik üzerine yargı vermeme.Dgr.: Yun. epokhé, epékhein