yara ne demek?
- Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik
Mendilimi bir çatkı şekline sokarak başıma, yaramın üzerine sardım.
R. H. KarayYaranı tımar ettiler mi?
N. Hikmet - Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık.
Geminin omurgasındaki yara.
- Dert, üzüntü, acı.
Yaram büyük.
- Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik ya da çürük.
- Yumuşak dokuları oluşturan ögelerin kesici, yaralayıcı veya bunlara benzer araç veya gereçlerle birbirinden ayrılması. Ateşli silah yarası, ısırık yarası, septik ve aseptik yara gibi değişik yara tipleri vardır.
- Scotch.
- Bruise.
- Canker.
- Hurt.
- Injury.
- Lesion.
- Sore.
- Trauma.
- Ulcer.
- Wound.
- Gash.
- Boil.
- Pain.
- Open sore.
- Laceration.
- Rent.
- Tear.
- Insult.
yara açmak
- Vücutta ya da bir şeyin yüzünde yara oluşmasına neden olmak.
- Mec. büyük üzüntü vermek.
- Slash.
yara ağzını açık tutan alet
- Retractor.