yapıştırmak ne demek?
- Yapışmasını sağlamak
Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi.
F. R. Atay - Yaklaştırmak, birbirine dayamak
Telefonu iyice kulağına yapıştırıyor.
A. İlhan - Hızla vurmak.
- Gecikmeden karşılık vermek veya gerekeni yapmak
Miralay Bey, realist bir asker görüşü ile teşhisi yapıştırır.
H. Taner - Yapıştırma eylemi.
Join, splice.
Apply.
Post, post up.
Fixate.
Agglutinate.
Bond.
Cement.
Conglutinate.
Glue.
Gunk up.
Paste.
Plant.
Stick.
Stick together.
Affix.
Bind.
Clout.
Plaster.
To glue.
To paste.
To tape.
To stick one thing onto another.
To adhere one thing to another.
To land sb (a blow.
Kleben, zusammenschneiden
Coller
yapıştırma
- Yapıştırarak yapılan.
- Gelinlerin yüzüne yapıştırılarak yapılan süs.
- Yapıştırmak işi.
- Film, mıknatıslı kuşak, mıknatıslı görüntü kuşağı gibi çeşitli gerecin zamk ya da yapıştırıcı kuşak (seloteyp) yardımıyla eklenmesi işi.
Agglutination.
Cementation.
Adhesion.
Transfer.
Sticking on.
Bond.
yapıştırma aygıtı
- Film parçalarını birbirine eklemekte kullanılan aygıt. TV
- Mıknatıslı görüntü kuşağının yapıştırılmasında kullanılan aygıt.
Splicer, joiner, jointer, splicing machine (press), film splicer (joiner),.
Tape splicer, videotape splicer.
Klebepresse, Filmklebepresse, Klebeblade, Schneidelehre,
Videobanklebepresse
Colleuse, machine à coller, presse à coller,
Colleuse bande-vidéo