yaman ne demek?
- Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan
Sen yaman bir inkılapçı olacaksın Yıldız.
A. Gündüz - Kötü, korkulan (kimse)
Köhne çatısı yaman bir gürültü ile birdenbire sarsıldı.
E. E. Talu - Cesur, güçlü.
- İş bilir, kurnaz, becerikli.
- Kötü, korkulan; şiddetli.
Dandy.
Egregious.
Strong.
Violent.
Capable.
Intelligent.
Efficient.
Disagreeable.
Cruel.
Frightfully good.
Amazingly good.
Disastrous.
Terrible.
yaman herif
Ripper, swell.
yaman kimse
Oner.