yamaç ne demek?
- Dağın veya tepenin herhangi bir yanı
İndiğimiz yamacın eteğinde küçük ve eski bir köy var.
Y. K. Karaosmanoğlu - Karşı, ön, alnaç
Kız, hele beri gel yamacıma.
H. Taner - Yan, yakın.
- Bedel, karşılık.
- Brow.
- Declivity.
- Fall.
- Hillside.
- Shoulder.
- Slope.
- Side.
- Brae.
yamaç çekici
- Ağırlığı 4 kg. kadar olan çekiç. (-Sivas)
yamaç kaynağı
- Geçirimsiz bir katmanın çıkması üzerindeki geçirimli bir katmandan, yeryüzüne çıkan kaynak.
- Contact springhillside spring.
- Schichtquelle
- Source d'affleurement, source de coteau